Artık perşembe akşamları püfür püfür

Perşembe akşamları ülkemizin bir çok kentinde yolda bir grup bisikletli görüyordum. Google amcama sorunca kendilerinin Perşembe Akşamı Bisikletçileri (PAB) grubu olduklarını öğrendim. Şehrin griliğine karşı pedal sallayan bu insanlar bir nevi modern zaman don kişotları sanırken meğer düzenli ordu olmuşlar, ne kadar sevindiğimi anlatamam bu duruma. Aşağıda hürriyete verdikleri röportajdan kendilerini ve amaçlarını tanıyalım. Belki bizde katılırız ? hoş olur...

http://www.persembeaksamibisikletcileri.com/

Yollarda biz de varız demek için 2 teker tutkunları örgütlendi...

“Bizim birçok ismimiz var; kendi kendimize söylediklerimizle, görenlerin duyanların bize yakıştırdıkları isimler; maceracı, adrenalin tutkunu, manyak, hasta, çevreci, özgürlük delisi ve daha pek çoğu. Genel tepki ‘Ne işiniz var akşam akşam’ oluyor; bazen de ‘Aaa yarış var!’ diyorlar; görüp alkışlayanlar da var, yolda sıkıştıranlar da. Derdimizi merak edenler ise ya zaten bisiklete aşina insanlar ya da toplumun sosyal gelişimini önemseyen insanlar.”

Funda ULUTÜRK (Perşembe Akşamı Bisikletçileri adına)

Perşembe akşamı bisiklete binme düşüncesi zaten mesleği de bisikletle oldukça içli dışlı olan Muhlis Dilmaç’ın hafta sonları yapılan turlarla yetinmeyip 2007 yılında Göztepe sahil yolunda arkadaşlarını akşam turlarına çağırmasıyla başladı. Hafta sonu birlikte turladığı dostlarının da ona katılmasıyla Perşembe Akşamı Bisikletçileri’nin (PAB) ilk temelleri de atılmış oldu. Keyifle bisiklete binmek ve sohbet etmek düşüncesiyle başlayan turların etkisi büyümeye başlayınca misyon kazanması da kaçınılmaz oldu.

3 kişiydik 100’ü geçtik

Artık amaç bisikleti insanlara sevdirmek ve bisikletin yaşamın parçası olmasının gerekliliğine dikkat çekmekti. Başlangıçta sadece üç beş bisiklet sevdalısıyla dönen pedallar şimdilerde 100’e yakın bisiklet sevdalısıyla “Bisikletli Yaşam” için tek ses tek yürek turlarımızla devam ediyoruz. Yağmur çamur demeden her Perşembe 20.00’da Göztepe İskelesi’nde buluşuyor ve ciddi bir hava muhalefeti olmadığı sürece de turu gerçekleştiriyoruz. Yoğun hava muhalefeti olduğu durumlarda ise buluşma noktasına gelen bisiklet severlerle en yakın kafeye gidip bisiklet sohbetleri yapıyoruz.

Aynı gün aynı saatlerde farklı şehirlerde

Yüreğimiz sadece kendi bisikletimizin üzerinde değil başka bir şehirde bisiklete binen, başka bir ülkede bisiklete binen herkesin yüreğinde atıyor zaten. Bu düşünceyle sadece İzmir’de değil Türkiye’nin pek çok şehrinde aynı anda aynı coşkuyla bisiklete binen dostlarımız da “bisikletli yaşam” için her Perşembe büyük keyif ve büyük anlamla pedal döndürmeye başladı bizlerle beraber. Kimler yok ki:

* PAB Ankara (Bir yılı aşkın süredir 1 km bile bisiklet yolu olmayan başkentin en yoğun caddelerinde cengaver yürekleriyle.)
* PAB Alanya ve PAB Aydın (Yaklaşık 10 aydır her Perşembe sesimize ses dostlarımızla.)
PAB Trabzon ve PAB Bursa (8 aydır her geçen gün yeni bir katılımcıyla bizlerle aynı heyecanı yürekten paylaşan demir atlı süvarileriyle.)
* PAB Giresun (4 aydır örnek birliktelikleriyle bisikleti anlatan canlarla.)
* PAB Antalya (4 aydır yine dolu dopdolu bisiklet sevgisi yürekleriyle yollara meydan okuyan dostlarla.)
* PAB Denizli ve PAB Yalova (3 aydır doğaya hep dost birliktelikleriyle çığlık çığlık dönen pedallarıyla.)
* PAB Eskişehir, PAB İstanbul ve PAB Adana (Daha yeni yeni ama koca koca pedallarla gelen dostlarımızla.)

Aynı gün ve aynı saatte farklı şehirlerde olsak ta aynı coşkuyu paylaşmak bizi daha mutlu ediyor. Her Perşembe birbirlerimizi selamlayarak turlarımıza başlıyoruz. “Tüm Türkiye Perşembe Akşamları Bisiklete Binsin” diye çıktık ya yollara, başka şehirlerdeki bisiklet sevdalısı dostlarımızı da bu coşkuya ortak olmaya çağırıyoruz.



Perşembe Akşamı Bisikletçileri’nin ilk akla gelen keşkeleri..

* Keşke belediyeler bisiklet yollarını sadece parka bahçeye değil de şehrin göbeğinden semtlere dağılacak şekilde yapılandırsa.
* Keşke Emniyet Müdürlükleri “Bisiklet ve Bisikletli Hakkında Dikkat Edilmesi Gerekenler” açıklamalarıyla bezenmiş tanıtıcı ve uyarıcı broşürler dağıtsa.
* Keşke ehliyet alırken sorumlu olunan müfredata bisiklet hakkında bir bölüm de eklense.
* Keşke ilkokullarda “Bisiklet Eğitimi” için birkaç ders ve uygulama için de bir bölüm ayrılsa.
* Keşke trafik kanununda ve yaptırımlarında bisiklet hakkında yüzümüzü güldüren maddeler olsa...

Keşkeler bitmez ben en önemlilerini sıraladım sadece. Ama bir keşke var ki yazmadan olmaz. Keşke bizi her gören Hello ! diye bağırmasa… Türk bisikletçi olmaz mı? Bal gibi de olur hem de yüzlerce milyonlarca…

“Ben hiç bisiklete binmedim ya da binmeyi bilmiyorum” diyenler, hiçbir şey için geç değil. Biz yediyiz, biz yetmişiz, biz içimizdeki çocuğu hiç kaybetmeyenleriz. Sen de kaybetme katıl bize…


Ekipmanınızı ve yüreğinizi getirin yeter

Bu turlara katılmak için hiçbir koşul yok. Kendi sürüş güvenliğinizi almanız (kask, eldiven, trafikte fark edilecek giysiler, ön ve arka flaşör ve sizi sıkıntıya sokmayacak bakımı yapılmış bir bisiklet) ve en önemlisi bisiklet sevgisi dolu yüreğinizi yanınızda getirmeniz yeterli.

Sadece bisiklete binmek değil işimiz turlarımızda rotası İzmir’den geçen yerli yabancı uzun turlara çıkan turcuları misafir ediyor ve hikayelerini keyifle dinliyoruz. Varsa Perşembemize denk gelen sergi, konser, gösteri hep birlikte keyfimize keyif katarak izliyoruz, geziyoruz.

Zaman zaman ilk yardım dersleri gibi hayati önem taşıyan ama hep itelediğimiz eğitici, öğretici turlarımızda oluyor. Yakın zamanda başlattığımız sohbet etkinliğimiz de unutmayalım. Her on beş günde bir de Salı akşamları bir araya gelip doyumsuz bisiklet sohbetleri yapıyoruz.



Bisiklete dair

DÜNYADA karbondioksit salınımının yüzde 80’inden şehirler sorumludur. Üstelik bu, dünya nüfusunun yüzde 50’den fazlasının şehirlerde yaşadığı gerçeğiyle birleştirildiğinde, kendimiz ve gelecek nesiller için sürdürülebilir bir dünya sağlamada sorumluluk almamız gerekliliğine işaret etmektedir. Dünya, şehirlerdeki çevre kirliliği ve sıkışıklık ile küresel ısınmanın ve bunlarla ilişkili olan obezite ve kalp hastalıkları gibi sağlık sorunlarının yarattığı tehditlerle karşı karşıyadır. Bisiklet sporunun ise şişmanlık, stres, metabolizma hastalıkları, sırt ağrıları, yüksek tansiyon gibi vücuttaki olumsuzlukları giderdiği, daha sağlıklı ve mutlu bir insan yarattığı yapılan birçok araştırmada ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte dayanıklılık gücümüzü artırması, stresle baş etmemizde yardımcı olması, kuvvet gelişiminden sonra yağ yakımı ve dolayısıyla kilomuzu kontrol etmemizi sağlaması, eklemlerimizi güçlendirmesi, sırt, bacak, karın ve kol kaslarını çalıştırması ve nihayetinde kondisyonumuzu artırması bunlar arasında sayılabilir.

Hareketlilik (mobilite) şehirlerin daha fazla sürdürülebilir gelişimi için yaşamsal bir role sahiptir. Bugünün insanlarına anlatılabilecek alternatifler ile ulaşmaya ve şehir planlarımızı yeniden değerlendirmeye ihtiyacımız var. Bisiklet trafik sıkışıklığına, park sorununa ve otomobillerin yarattığı her türlü çevre kirliliğine en iyi çözüm yoludur.


Bisikletlere özgürlük

Genel olarak gözlemlediğimiz bir kanı var ki bizi derinden üzen; üzerken düşündüren; bisiklet denince ilk akla gelen “karne hediyesi” oluyor, ya da hafta sonu piknikte, yetişkin çocuk eğlencesi kıvamında şöyle bir dolanıp gezmece sonrasında hop bagaja ve hop balkona ya da depoya hapsedilen bisikletler… Oysa bizler için özgürlük, yaşamın olmazsa olmazı, vazgeçilmezi, tutkusu, aslında bütün dünyası olan bisikletin toplumların sosyal gelişiminde çok önemli rolü olduğunu biliyoruz.

İşte bu noktada yaşadığımız sıkıntılardan bahsetmenin tam da sırası. Tüm araç sürücülerinden ve yayalardan bisiklet sürücüsünü fark etmelerini, sıkıştırmamalarını, araç sürücülerinden kapılarını açmadan önce ayna kontrolü yapmalarını, hiçbir şekilde camdan çöp ya da benzeri nesne atmamalarını, ani fren durumlarında arkalarındaki bisikletlinin fren mesafesini hesaplamalarını istiyoruz. Trafikte saygı ve hoşgörünün hep kazanç olduğunu unutmamalıyız.

Sevgiyle ve pedalla kalınız...

Yorumlar