Günümüz yayınlarında 2 farklı dal yükselişe geçmekte 1.si benim market kitapları dediğim çerez kitaplar; popüler kültürün sabun köpüğü bilgilerini aldıkları yüzeysel yazılar 2.si özellikle Chuk Palahniuk ve yansımaları ile yükselişe geçen yeraltı edebiyatı.
Market kitapları hakkında yazmaya çok ta gerek görmemekteyim. Çünkü zaten üstüne yazı yazılabilecek bir derinlikleri olduğunu düşünmüyorum. Yeraltı edebiyatının yükselişe geçtiğini benim yaklaşık 6-7 seneden beri takip ettiğim Hakan Günday'ın ''AZ'' adlı romanın her yerde yapılmasıyla üstüne dizilerde karakterlerin ellerine tutuşturulmasıyla gözümüze gözümüze sokulmakta.
Son dönemeçte bir de ''Kaybedenler Kulübü'' sinema filmi ile yerin altı üstü birbirine karıştı. Partisinde olan kalabalığı görünce ( gitmedim fotolar sağolsun) ''eah bu ne be ?!?!?!'' tepkisi verdim.
Peki ne oldu da yeraltı edebiyatı bu kadar yerüstü oldu ?
Öncelikli fikrim bilgiye ulaşmanın kolaylaşması ile insanların farklı arayışlarına yeraltı'nın etiketlerinin güzel gözükmesi oldu. Popüler kültüre yönelttiğim eleştiriler bu etiketlerin içeriğine bakmadan dalanları da kapsıyor. Etiketlerin cazibesi ile bir anda herkes ''kaybedenler kulübü'' üyesi bir ''ıssız adam'' olmuş durumda. Tabi bu yönelimlerin bir de ekonomik boyutu var ve ciddi bir pazar olmuş durumda.
Artık herkes bir şekilde mainstream akımları orijinallikle olsun muadilleriyle olsun sahteleriyle olsun takip edebilmekte. Peki ne canlandıracaktı pazarı... Tabi ki bu alternatif yönelimler bir şekilde desteklenerek tüketimi canlandıracaktı. şimdi alıntı yapılan kitaplar, müzik cd'leri , mekanlar yeni müşterileriyle çarkı döndürmeye devam ediyorlar.
Bakalım bu moda ne kadar sürecek ? bence 2-3 sene daha kaymağını yerler sonra Ariktokrasi konularına geri dönülür...
Market kitapları hakkında yazmaya çok ta gerek görmemekteyim. Çünkü zaten üstüne yazı yazılabilecek bir derinlikleri olduğunu düşünmüyorum. Yeraltı edebiyatının yükselişe geçtiğini benim yaklaşık 6-7 seneden beri takip ettiğim Hakan Günday'ın ''AZ'' adlı romanın her yerde yapılmasıyla üstüne dizilerde karakterlerin ellerine tutuşturulmasıyla gözümüze gözümüze sokulmakta.
Son dönemeçte bir de ''Kaybedenler Kulübü'' sinema filmi ile yerin altı üstü birbirine karıştı. Partisinde olan kalabalığı görünce ( gitmedim fotolar sağolsun) ''eah bu ne be ?!?!?!'' tepkisi verdim.
Peki ne oldu da yeraltı edebiyatı bu kadar yerüstü oldu ?
Öncelikli fikrim bilgiye ulaşmanın kolaylaşması ile insanların farklı arayışlarına yeraltı'nın etiketlerinin güzel gözükmesi oldu. Popüler kültüre yönelttiğim eleştiriler bu etiketlerin içeriğine bakmadan dalanları da kapsıyor. Etiketlerin cazibesi ile bir anda herkes ''kaybedenler kulübü'' üyesi bir ''ıssız adam'' olmuş durumda. Tabi bu yönelimlerin bir de ekonomik boyutu var ve ciddi bir pazar olmuş durumda.
Artık herkes bir şekilde mainstream akımları orijinallikle olsun muadilleriyle olsun sahteleriyle olsun takip edebilmekte. Peki ne canlandıracaktı pazarı... Tabi ki bu alternatif yönelimler bir şekilde desteklenerek tüketimi canlandıracaktı. şimdi alıntı yapılan kitaplar, müzik cd'leri , mekanlar yeni müşterileriyle çarkı döndürmeye devam ediyorlar.
Bakalım bu moda ne kadar sürecek ? bence 2-3 sene daha kaymağını yerler sonra Ariktokrasi konularına geri dönülür...
Yorumlar